9. BÖLÜM
Rauf dün akşam Süheyla’ya tokat atmıştı. Bu nedenle Süheyla onunla konuşmuyordu. Ama Süheyla ruhen hiç olmadığı kadar iyi hissediyordu kendisini. Çünkü artık biliyordu ki anne ve babası bu evliliğin devamı için onu zorlamıyor, boşanması halinde ona destek oluyordu. Ancak bütün bu olan bitenden Rauf’un haberi yoktu.
Süheyla ve Yusuf okula gitmemişti. Çünkü son zamanlarda tüm dünyayı etkisi altına alan ve küresel bir salgın haline gelen corona virüsü (covid-19) nedeniyle tüm dünyada ve ülkemizde alınan önlemler kapsamında okullar ve üniversiteler tatil edilmiş ve uzaktan eğitim sistemi başlamıştı. Bu nedenle Süheyla da okula artık gitmiyordu.
Mete doktor olduğu için corona virüs (covid-19) nedeniyle sıkı çalışıyor ve Süheyla’yı göremiyordu. Ancak Süheyla ne zaman istese internet ve televizyondan onu izleyebiliyordu. Mete televizyona çıkıyor ve virüs hakkında bilgiler veriyordu.
corona virüs (covid-19)
Okullar tatil edildiği gibi bir çok kişi corona virüs (covid-19) nedeniyle işe de gidemiyordu. Rauf da bu süreçte kendi işyeri olduğu için esnek çalışma saatlerine riayet ederek işe gidip geliyordu. Süheyla ve Rauf bu süreçte evde kalıp daha çok zaman geçirmek zorunda kalmıştı.
Süheyla, Rauf’un işte olduğu zamanlarda derslerine çalışıyordu. Yusufa’da uzaktan eğitim sistemiyle derslerini yaptırıyordu. Süheyla bu süreç geçtikten sonra Rauf’tan boşanmayı kafaya koymuştu.
Corona virüs nedeniyle misafirliğe gidip gelmek de olmuyordu artık. Süheyla en azından bir müddet Pakize ve Rüstem’leri evine almayacak ve onlara gitmeyecekti. Rauf onlara gitmek için ya da onların gelmesi için artık ısrar edemeyecekti. Çünkü corona virüs konusunda Süheyla ve Rauf da her vatandaş gibi oldukça bilinçliydi.
Süheyla çayını alıp oturdu. Rauf, “ne o bana çay yok mu” dedi. Süheyla, çaydanlığı göstererek bak koca çaydanlık var, çay içmek istersen istediğin kadar içebilirsin. Tabii kendin almak kaydıyla” dedi.
Rauf, “ne o bana meydan mı okuyorsun, ne bu haller ” dedi.
Süheyla, “ben seninle konuşmuyorum, çayını iç, televizyonunu izle beni de rahat bırak” dedi.
Rauf, “göya beni terkedecektin. Hem gidecek bir ailen yerin yok, hem de corona virüs nedeniyle evden çıkamazsın, iyice evde kaldın” dedi.
Süheyla, “elbet bu zamanlarda geçer, sen üzülme o zaman giderim” dedi.
Rauf, “hey Allah’ım ya, boş boş konuşma da şu çayımı doldur” dedi.
Süheyla tabiki Rauf’un çayını doldurmadı. Rauf mecbur kalkıp kendi çayını kendisi aldı.
O sırada Süheyla’nın aklı sürekli telefondaydı. Acaba Meteye mesaj atsam mı diye düşünürken Mete mesaj atmıştı bile.
Mete mesajında, Süheyla’ya nasıl olduğunu, yoğun çalıştığını ama bu zamanların da geçeceğini söyledi.
Süheyla içten içe bu mesaja çok sevinmişti. Süheyla, Mete’ye corona virüs nedeniyle çok dikkatli olmasını söyledi. Ayrıca yakın zamanda kuşlar kadar hür olacağını söyledi.
Mete, Süheyla’ya ne demek istediğini sordu. Süheyla, “az daha sabır” dedi.
Mete, Süheyla’nın boşanacağını anlamıştı. O kadar sevinmişti ki, neredeyse koşup Süheyla’nın yanına gelecekti.
Süheyla’ya bir özgüven gelmişti. Ve Rauf da bunu hissediyordu. Ama Rauf, Süheyla’nın ev hanımlığından öteye gidemeyeceğini ve Rauf’u asla terkedemeyeceğini düşünerek rahatlıyordu.
Rauf aynı zamanda Pakize ile sürekli yazıştığı için, Süheyla’nın ne yapıp ne ettiğini de çok farketmiyordu. Çünkü Rauf, yaşadığı bu yasak aşkın sarhoşu olmuştu.
Süheyle ve Rauf’un arasındaki kopuş çoktan başlamıştı ama henüz kimse bunu farkında değildi.
Süheyla eski günlerdeki gibi Mete’ye olan aşkıyla doluydu.
Rauf ise kendi aleminde yaşayıp gidiyordu.
nemozyy