12. BÖLÜM

Sabah ışıklarıyla uyanan Zehra hızlıca hazırlanıp, çalıştığı yerdeki atölyeye gitti. Durumu daha önce Barış beyle konuşmuştu. Atölyede ki usta başına Suriyeli bir ustayı getireceğini söyleyen Zehra, hızlıca oradan ayrılıp iş yerine geldi. Bir anda telefondan gelen mesaj sesiyle irkilen Zehra, dün akşam Ozan’ la yazıştığını hatırladı. Acaba yine o muydu mesaj atan?.. Heyecanla telefona sarılan Zehra yanılmamıştı. Mesaj Ozan’dan gelmişti. Ozan, Zehra’yı görmek istediğini söyledi. Zehra’nın kalbi o kadar hızlı atmaya başladı ki neredeyse heyecandan kalbi duracaktı. Ozan ve Zehra haftasonu görüşmek üzere anlaştılar. Zehra, haftaonuna kadar nasıl dayanacağını düşünüyordu., Bu yaşadığı şeyin gerçekliğine inanamıyordu. Ozan’la yıllar sonra buluşmak onu çok heyecanlandırmıştı.

Barış bu sabah biraz geç uyanmıştı. Gözünü açar açmaz aklına ilk gelen Sümeyye olmuştu. Son zamanlarda bunu çok sık yaşıyordu. Sümeyye’ yi düşünmediği bir an bile yoktu. Sümeyye’nin de onu düşündüğünü hissediyordu. Barış hazırlanıp, evden çıktı. Elinde olmadan kendini Sümeyye’nin çalıştığı sağlık ocağının önünde buldu.

İçeriye girip kafasına uzatınca köşede Sümeyye’yi gördü. İçerideki hastayla o kadar itinayla ilgileniyordu ki Barış ona bir kez daha hayran olmuştu. Sümeyye kafasını kaldırdığında Barış’ı görür gibi oldu. Ancak Barış hızla geri çekilmişti. Sümeyye yanlış gördüğünü düşündü. Oysa Barış oraya kadar gelmiş fakat ne sebeple geldiğini söyleyemeyeceği için oradan uzaklaşmıştı. Sümeyye kendi kendine ” artık halisünasyon görmeye başladım” dedi.

Bu iki aşık, yaşam şekillerinin farklılığından dolayı aşklarını yaşıyamıyor ve bir araya gelemeyeceklerini düşünüyorlardı.

Murat artık iyice iyileşmiş ve işyerine dönmüştü. Murat’ın son zamanlarda Fidan’la yakınlaşması ve onunla görüşmeye başlaması onu çok mutlu etmişti. Bu durum Murat’ın enerjisini yükseltmiş, gözlerinin ışıldamasına ve daha farklı görünmesine neden olmuştu. Murat, sanki daha da gençleşmişti. Bu durumu farkeden Beril, bugün Murat’ a daha başka bir gözle bakmaya başladı. Oysa ki daha önce Murat’la hiç iyi anlaşamazdı. Oysa Murat bugün ona bambaşka görünmüştü. Beril’in, Hakan’dan ayrılması gözündeki perdeyi kaldırmış, hayatın tüm güzelliklerini farketmeye başlamıştı.

Barış, elinde telefonla, oldukça gergin bir şekilde ofise girdi. Telefondaki kişi annesinden başkası değildi. İstekleri bitmiyordu. Sürekli Barış’tan bir şeyler talep etmesi yetmezmiş gibi, şimdi ise onu bulduğu kızla tanıştırmaya çalışıyordu. Barış ise buna hiç hazır değildi.

Zehra, masasının başında çizim yaparken, hastalığında ona destek olan Zehra’ya teşeklür etmek için Murat Zehra’nın yanına geldi. Fakat Zehra o kadar dalmıştı ki Murat’ın geldiğini duymadı. Zehra’nın aklı haftasonu Ozan’la yapacağı görüşmedeydi.

Cemile’nin kafesinden yayılan kahve kokuları tüm sokağı sarmıştı. Gelen misafirler buranın kahvesinin namını duydukları için buraya geliyorlardı.

Cemile’nin arkası dönükken bir ses yükseldi “bakar mısınız?” diye. Cemile gelen sese doğru baktığında ona seslenen kişinin herşeyiyle ona ne kadar tanıdık olduğunu düşündü. Sonra birden bu sesi nereden tanıdığını hatırladı. Gelen kişi yıllarca hayalini süsleyen lise aşkı Bora’dan başkası değildi..

Şükriye, Zehra’nın söylediklerini günlerce düşündü. Neredeyse aklını kaçıracaktı. Bugün bütün cesaretini toplayıp Ayla’nın kapısını çaldı. Onunla konuşmayı çok düşündü. Ne yapmak için Ayla’nın evine geldiğini de bilmiyordu. Yıllardır evine girip çıkan komşusunun, aslında kocasının sevgilisi olduğunu öğrenmek onun için yıkım olmuştu. Ama Şükriye hiç bir şey çaktırmadan her zamanki gibi oturdu kahvesini içti. Şükriye oturduğu koltukta Rıza’nın kokusunu aldı. Kahvesini yudumlarken gözleri nemlenir gibi oldu. Fakat hemen toparlandı. Ve hiç bir şey yokuş gibi etrafta Rıza’dan izler var mı diye bakınmaya başladı.

Ayla, şükriye de bir tuhaflık olduğunu sezer gibi olmuş, bu durumdan huzursuz olmuştu.

Yorum Bırakın

Name
E-mail
Yorum

Nemozyy © 2023. Tüm Hakları Saklıdır.