Sakinlik ister yaşamak!

Hep bir telaş hep bir koşuşturma içindeyiz hepimiz çoğu zaman… Geçip giden günleri o kadar hızlı kovaladık ki bir noktadan sonra ömrün nasıl geçtiğini anlayamadık bile… Bugünden yarını, yarından öbür günü, sonraki günü düşündük durduk. İçinde bulunduğumuz andan bir tat, bir huzur alamadan. O anı yaşayamadan! Hep bir sonraki adımı hesapladık. Kafamız hep bizden önce hareket halinde… İçinde bir çok ses… Senfoni orkestrası adeta! Oysa sakinlik ister yaşamak… Bu kadar telaşı, gürültüyü patırtıyı kaldıramaz yaşam denen yolculuk!

Telaşı kaldırmaz yaşamak.

Bedenimiz bir yerde dursa da kafamız da hep bir telaş… Sürekli bir sonraki adımı planma hali! Yarın ne olacak, gelecek hafta nasıl olacak, bir sene sonra ve devamında ne yapacağım? Gibi gibi… Önünde duran yemeğin tadını almadan yemek, hızla içeceğini bitirmek ve olduğun yerden bir hışımla kalkarak bir sonraki adıma geçip onu da hızlıca tamamlamak. Hep bir acelecilik… Oysa sakinlik ister yaşamak…

Bir sonraki adımı hesaplayarak yaşamak…

Mesela uzun uzun bakmak bazen öylesine dalıp dalıp bir yere… Bir çayı ağır ağır yudumlamak… Bir kitabın bir satırını belki saatlerce düşünerek, sindirerek okumak… Oysa bir çoğumuz hemen hemen her şeyini son hızla yapmakta… Bir manzaranın bile tadını çıkartamadan oradan oraya koşuşturarak adeta görev tamamlar gibi yaşamakta.

Manzaranın tadını çıkartmak.

Bu hız içinde bir su gibi akıp giderken hayat yaşamayı ölmemek sandık. İş, okul, yoğunluk, teknoloji derken oradan oraya ışınlandık adeta… Her şeyde bir hız… Buna rağmen bu hız içinde yirmi dört saati kendimize yettiremez olduk.

24 saatin yetmemesi.

Bir çokları yaşlılığa bırakırken dinlenmeyi gençliğin dinamikliğinden hiç bir şey anlamadan, durmadan bitirdiler bu hayatı… Dostla uzun uzun sohbetler, bir yerden bir yere gitmeler, bir şeyden tat almalar, eğlenmeler, dinlenmeler, kitap okumalar , gezmeler… Bunların bir çoğunu belki de yaşlanınca yapmayı istemeyeceksin bile. Vaktinde zaman ayırmadığın şeyleri yapmak istesen de belki de buna imkanın olmayacak veya bu sefer gerçekten vaktin kalmaycak…

Vakit varken zaman ayırmak.

Yaşamak, ölmemek değil. Yaşamak, anın için de kalmak… Yaşamak, her nefesi bilinçle almak… Yaşamak koşturmadan, tane tane, adım adım bir sonraki adıma doğru gitmek.. Yaşamak, demlenerek, dinlenerek, idrak ederek, farkına vararak, içinde bulunduğumuz zamanın kıymetini anlayarak hareket etmek. Zevklerimize, ailemize, dostlarımıza, kendimize doğru ve yeterli vakti ayırmak…

Sevdiklerimize zaman ayırmak…

Düşünsenenize her sabah erkenden kalkıp tüm hafta işe gidiyorsunuz. Bir çoğunuz bitmez bu hayat böyle diyorsunuz… Oysa otuz sene geçiyor ama farkına bile varamıyorsunuz… Çünkü fabrikasyon gibi yaşıyorsunuz… Herkes gibi, aynı, tekrar, ezberlenmiş… Rutin hayat sıkıcı olsa da bir bakmışsınız ki yaş geçmiş, emekli olmuşsunuz. Oysa tat alarak yavaş yavaş yaşarsanız hayat daha uzun, daha anlamlı ve daha dolu geçmiş gibi hissederseniz. Çünkü aslolan kaliteli bir yaşamdır.

Bir çiçek gibi güzel yaşayın!

Yaşamak sakinlik ister… Es vermek gerekir bazen… Ama biz hep bir hızla güne başlarız. İşe gitmesek bile akıllı telefonların hızına takılır tatil günümüzde bile onunla oyalanır akşamı ederiz… Hiç bir şey anlamadan bitiriveririz o günü… Böyle böyle günler birbirini kovalar. Ve bir bakmışsın o seneyi devirmişsin…

Akıllı telefon naşında geçirilen zaman…

Oysa sakinlik ister yaşamak Telaşa gerek yok… Hıza gerek yok… Olması gerektiği yerde olması gerektiği kadar durmayı başarabilirsek eğer işte yaşamak nedir buna …

Doğal, organik, temiz, havadar yaşamayı unuttuk… Sağlıklı beslenmeyi unuttuk. Doğru nefes almayı unuttuk. Organik ilişki kurmayı, sevmeyi unuttuk. Tabiatla iç içe olmayı unuttuk. Bir melodiyi özümseyerek dinlemeyi unuttuk. Tabiatın sesini duymayı unuttuk. Çocukların şen kahkasına vakit ayırmayı unuttuk. Ağaca sarılıp, kuşlara bakmayı unuttuk. Biz bir hız cenderesine takılıp oyana buyana yalpalar olduk.

Doğal, organik, temiz ve havadar…

Sevelim, sevilelim. Kalbimizi güzel tutalım. Hasedi, fesadı, gıybeti, küçük hesapları, gereksiz hırsları bir kenara koyalım. Mutlu olmayı gaye edinelim. Gelin biraz yavaşlayalım. Çünkü yaşamak sakinlik ister!

Yorum Bırakın

Name
E-mail
Yorum


Warning: Undefined array key "options" in /home/nemozyyc/public_html/wp-content/plugins/trx_addons/components/api/elementor/elementor.php on line 1038

Nemozyy © 2023. Tüm Hakları Saklıdır.